Pasif-Agresif Nedir ?
Psikolojide aynı zamanda negatif kişilik bozukluğu olarak da tanımlanmaktadır ve kişinin sürekli 'hayır' cevabını pasif bir tavır ile belirtmesinde görülmektedir. Genelde çocukken bireyin kızgınlığını, kendi düşüncelerini ve negatif duygularını direkt olarak ifade edememesinden kaynaklanmaktadır. Aynı zamanda bazı belirtiler bu rahatsızlığa sahip insanların çocukluklarında ebeveynlerinin kararsız, belirsiz ve hatta ihmalkar davranışlarına maruz kaldıklarını göstermektedir. Ailenin davranışı düzensiz, sebatsız ve sinirleri yıpratıcı olduğu için çocuk küskünlük ve kızgınlık duygularının esiri olur. Sonuçta bu duyguları ne ifade edebilir ne de gitmesine izin verebilir.
Eğer siz pasif-agresif kişilik bozukluğuna sahipseniz, çevrenizdekilerin en ufak talepleri karşısında bile kendinizi ağır yük altında gibi hissetme ihtimaliniz yüksektir. Genelde çevrenizdeki otorite sahibi kişilere hem kızar hemde imrenirsiniz. Çoğu zaman kendinizi bezmiş, taciz edilmiş ve aşırı derecede yorulmuş hissedersiniz. Hem işinizde hem özel ilişkilerinizde hep yanlış anlaşıldığınızı, size değer verilmediğini ve limitlerinizin aşırı derecede zorlandığını düşünürsünüz. Çoğu zaman gücenmiş ve kızgın halde olduğunuz için dışarıya otomatik olarak negatif bir insan olarak yansırsınız.
İş yerinde pasif-agresif kişiler kendi yeteneklerini aşağı gördüklerinden dolayı kariyerlerinde yükselmek konusunda zorluk yaşayabilmektedirler. Çoğunlukla kendilerine yardımı olabilecek kişileri davranışları ile uzaklaştırırlar.
Pasif-Agresif Kişilik Bozukluğu Belirtileri
• Sıradan işlerde bile beklenen çabaya karşı negatif yaklaşım ve pasif direnç gösterme
• Otorite sahibi kişileri ve kurumları sürekli eleştirmek, küçümsemek
• Değerinin verilmediğini ve hep yanlış anlaşıldığını düşünme
• Bir yandan saldırgan ve küstah davranırken diğer taraftan pişmanlık göstermek
• Küskün, asık suratlı ve tartışmacı davranışlar
• Başkalarını kıskanma ve kendi şanssızlığını vurgulamak
Pasif-Agresif Kişilik Bozukluğu Tedavisi
Psikolojik Kişilik hastalıklarının genç yaşlarda gelişiyor olması ve insanların kendilerini bu hastalık ile tanımlıyor olması tedavinin çözümünü zorlaştırır. Tedavinin başarılı olabilmesi için kişinin kökleşmiş davranış şekline, ilişki yapılarına, bakış açılarına, yaklaşımlarına, ve kapasitelerine bakılması gerekmektedir.